"Dik dur ve gülümse; Bırak neden gülümsediğini merak etsinler." CHE

7 Temmuz 2012 Cumartesi

Büyümek dedikleri...



         2 sene önce yazma hevesimi dışa vurmama yardım edeceğimi düşündüğüm için almıştım bu blogu. İlginçtir ki başlangıçtaki büyük hevesim çok çabuk söndü. Her yaz işsizlikten belki yeniden minik denemelerde bulundum. Ama asla şu anda olduğu gibi bir istekle yazmak istemedim. Hayatımın tepetaklak olduğu şu günlerde yalnızlığım ve çaresizliğim altında eziliyorum. Bildiğim bütün doğrular değişiyor. Hayallerimin pembe panjurları yıpranmaya başladılar. Korunaklı dünyamın içine gerçek hayatın-acımasız hayatın- karanlığını geçiriyorlar şu günlerde ve elimden tek gelen onlardan daha hızlı, daha güçlü olmayı denemek. 
        Artık anlıyorum. Anlıyorum ki büyümenin zamanı gelmiş. Anlıyorum ki ailemin ben doğduğumda beni içine yerleştirdikleri pembe panjurlu, kapısız evi terk etmemin zamanı gelmiş. Hayatı bunca sene onun pencerelerinden seyretmenin ötesine geçmemişken kendi kapımı açmanın zamanı gelmiş. Bunların bilincinde olduğum halde neden, neden hala dağılan dünyamı toplamaya ve parçaları yerlerine yerleştirmeye çabalıyorum? Neden? Yanıtını bilmediğim bir soru bu, işte. Ya da belki sadece kabullenemediğim bir gerçektir. Tek bildiğim bütün bu çabalamalar insanı yoruyor, yıpratıyor. Korkuyorum. Bu kez hikayenin sonunu bilmemek beni korkutuyor. İşimizin şansa kalmış olması korkutuyor. Her şeyin iyi olacağını telkin edenler yok bu kez yanımda. Olsalardı da inanmazdım zaten. Artık büyüdüm. İlk kez çocuk olmak isteyeceksin ileride diyenleri anladım. 
     Nefes alamıyorum artık, yalnızken. Nefesim daralıyor, akamayan yaşlarımda boğuluyorum. Ancak bir kaç kadeh bir şey içince ağlayabiliyorum. Kendimde olduğum zamanlardaysa hiç beklemediğim bir anda akmaya başlıyorlar. Yeğenimle kovalamaca oynarken sebepsiz yere akabiliyorlar mesela. Ya da dayanılmaz bir mide bulantısıyla yemek arayıp bir yere oturduğumda ellerim titremeye başlıyor, ardından ağladığımı fark ediyorum. Her şey zaten kontrolümün dışında değilmiş gibi vücudum da kontrolümün dışına çıkıyor böyle anlarda.
          Dediğim gibi, artık nefes alamıyorum. Canım çok yanıyor. Ben onu çok seviyorum. O benim ilk gerçek aşkım. Ben babamı çok seviyorum. Geleceği günü bekliyorum. Sabırla...

                                                                                                                     ZUZU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder